9 Aralık 2011 Cuma

Hayırlı Yolculuklar


En çok bu aksiyona geçiş halimi seviyorum; sözkonusu ruhum olduğunda, hiçbir arıza sinyalini kaçırmayan, varolan sorunu inkar etmeyen, kaynağı bulmak ve biran evvel ondan kurtulmak için harekete geçen tarafımı. Ancak ne büyük ikilemdir ki içimdeki huzursuzluğun dengemi bozacağı ve kontrolümden çıkacağı korkusunu yaşayan "kontrolcü" tarafım sorunu farketmeme, "bilinmeze" olan karın ağrım sorunu didiklememe ve çözümü bulmama, "sabırsız" tarafım ise hemen harekete geçmeme yarıyorlar. Yani sözün kısası aslında ben bugün, oturup kös kös, ihaleyi zamana bırakmayan taraflarımdan kurtulmaya çalışıyorum. Böyle kelimeler dökülünce ardı ardına acaba hepsini hemen atmasam, birazını kendime mi saklasam diye düşünmeden edemiyorum ama yok gidecek hepsi; annemin üstün körü toz alınmaz demesi misali yapacaksan temizliği tam yapacaksın!

Onun için ben bu gün sıvadım kolları, taktım kafama eşarbımı, elime ağır plastik kokulu sarı eldivenlerimi, daldırdım kolumu mis gibi fabulosa kokulu su dolu kovanın içine...
Oturduğun yerden değişeceğim diyerek birşeyler değişmediğinden gittim kendime onlarca coach buldum. Hepsinin hayalleri, tecrübeleri, tecrübesizlikleri, geldikleri, gittikleri yerleri, birbiri ve benim ile alakasız onlarca normal insanı kendime rehber olarak seçtim; aralarından birisinin veya birilerinin yumuşak karnıma dokunacağını, beni çileden çıkartıp bana ayna olacağını, doğru diye bildiklerimi yanlış, olmaz öyle şey dediklerimin olurunu gösterip içimi dışıma çıkarmalarını ümit ederek.
Sonunda ne olacak bilinmez enteresan birşey deniyorum ama sadece aksiyona geçmiş olmanın verdiği bir his bile olsa kendimi şimdiden hafiflemiş hissediyorum.

Değişeceğim ben demekle ve sade irade ile olmuyor bu işler, öyle olsa şimdiye kadar 38 kere sigarayı bırakmış olurdum.
Sevgili "bilge" Bilge'nin dediği gibi de olmuyor malesef; daha evvel yaşadıklarımızdan aldığımız tecrübelerle duvara toslamadan farkedemediğin gibi sorunu, harekete geçmeden de birşey olmuyor.
Ne farkedilişi acısız, ne de kurtuluşu kolay oluyor...Ama tek bir gerçek var ki sonucu çok şahane oluyor!

Kurtulunca gereksiz yüklerinden, tüy gibi hafifleyip, bilgisayar oyunlardaki gibi level atlıyorsun.
Işte o zaman ne seni buraya getiren acıyı ne de canını acıtana hissettiğin o doğal ilk tepki kızgınlığı hatırlıyorsun. Yoluna devam edip, bir dahaki duvara kadar tadından yenmez oluyorsun.
Işte ben bu yüzden, her ne kadar genelde peşinden gelenler sürse de sefasını, yenilenmemi ve biraz daha güçlenmemi sağlayan duvarları örenleri hatırlarım, çoğu zaman sevgiyle...



X ANOTHERSTAR : tilkinin dönüp dolaşacağı yer tabii ki kürkçü dükkanıdır. Evet yazı yazma istediğim ve aylardır görmediğim fantastik rüyalarımla geri döndüm. Bakalım ne kadar sürecek?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder