31 Ocak 2012 Salı

GITMEDEN HEMEN ONCE # 77


Bir, lahana gibi giyindiğim halde elim ayağım buz tutup da konuşurken ağzımdan buharlar çıkardığımda bir de uçak seferleri iptal olduğunda anlarım ki kış gelmiş.

Sevmem kışı...
Kat kat giyinmek, üşümek, büzüşmek, ağırlığı hem üzerinde taşımak hem de içinde hissetmektir kış benim için. Yapış yapış ıslanmak, hep koşar adım atmak, kaygan zeminlerde şekilden şekile girmek, havalanlarında heba olmak, engellenmektir.

Devam ettirmem gereken bir işim, kaçırmakta olduğum bir hayat olmasaydı dışarıda da  bütün gün kendimi hiç suçlu hissetmeden, hiçbirşey yapmak zorunda olmamanın verdiği hafiflikle, dilediğimce sevgilim ve sevdiklerimle tembellik yapabildiğim, uçsuz bucaksız beyazlığın tam ortasında, sıcak bir dağ evinde yaşayabilseydim kış aylarını, belki sever ve hatta özlerdim gerçek mucize karı ama öyle aralar veremediğimize göre hayata, ben de ısınamıyorum kışa...

Cumartesinden (28/01) bu yana Genova'ya gitmeye çalışıyorum ama işte elimi ayağımı buz kestirip, ağzımdan buharlar çıkartan kış geldiğinden, hergün "hava şartlarından dolayı uçuşunuz iptal oldu efendim " bilgisi ile karşılaşıp, tıpış tıpış evime geri dönüyorum, engelleniyorum. Çok da hazmetmediğimden uçaklardan, bugün bu uçağa binmemem gerekiyormuş mantığı ile şartları hiç zorlamıyor, alternatif seçenekler bulmaya çalışmıyor, kimseye sinirlenmiyorum ama kışa, hayatıma müdahele eden kara kıl oluyorum.

Ama ne yalan söyliyeyim aslında bu cumartesi gitmek istemiyor, 6 günlük kayak tatilinden bir gün önce dönen sevgiliyi sıcak yatağında bırakıp yollara düşmek, ondan biraz daha ayrı kalmak istemiyordum. Onunla zaman geçirmek, geçtiğimiz haftaların da hala giderilememiş hasretini gidermek istiyordum. Onun icin "uçağınız iptal" diyen kızcağıza sakince gülümserken sevinmiş ama hemen arkasından ağzımdan dökülen "olsun her şerde bir hayır vardır"dan sevinç ile birlikte başka birşeylerin daha olacağını hissetmiştim. 

Tanrı'nın içime üflediği en önemli özelliğim hissedebilmektir benim. 

Başıma gelen her olay sonunda istisnasız çıkardığım en son ders "ne olursa olsun, bundan böyle sen sadece hisselerine güven"dir benim.
Insanları da hissederim, olacakları da…
Hissederim bazen korkarak, bazen şaşırarak, bazen de eğlenerek. 
O gün de hissettim olacakları. Gerçekten de oldu, çok fazla kızdım ama sorun o kadar hiç benimle alakalı değil ki gariptir kızgınlıktan başka hiçbirşey hissetmedim. Gidememem bundanmış dedim ve hemen arkasından sakin yoluma devam ettim; hergün havaalanına geldim ama bir türlü yola çıkamadım. 

Ama nihayet bugün kızcağız "uçuşunuz iptal efendim" demedi ve ben gidiyorum, hem de isteyerek, çok büyük keyifle…Genova ve içindekiler, en çok da evsahibim kontratı yenilemek için beni bekler....Hem onları halledeyim hem de bir gideyim de şu içimdeki kızgınlıkla ne yapacağıma karar vereyim sakin kafa...


1 yorum:

  1. sen en iyi yolu bulacaksın. güven hislerine, yarı yolda bırakmıyorlar insanı, bazen tatsız şeylert söyleseler, kafamızı bozsalar da.

    YanıtlaSil