5 Ekim 2010 Salı

Alışmak


Herzaman misafiri ve misafir yatak odası doludur yaşadığım evin; geleni gideni boldur ama gelip geçici sevgilileri de dahil herbiri misafirdir işte. 7 yılı aşkındır her gelen gidicidir bu evde, kimisi 2 gün kimisi 1 hafta... Ve yalnızlık kıskanç bir sevgili gibidir; istemez fazla kimseyi kalıcı olarak. Alışmışsan yalnız kalmaya, bir süreden sonra sıkılmaya başlarsın düzeninin içinde düzeni bozandan, kendi dağınıklığının dışında dağınıklık yaratandan. Bir nokta vardır, oraya kadar herşey güzeldir de işte ondan sonra kendi evinde kendi yalnızlığında, kendin ile başbaşa kalmak, istediğin zaman uyanmak, uyandığında kimseye laf anlatmamak istersin. Alışmışsan her istediğini istediğin zamanda istediğin gibi yapmaya, alışmışsan aklından geçenlerle sohbet etmeye, alışmışsan kendi dünyandaki gürültülü sessizlikte gezinmeye, istemezsin uzun süreli kimseyi.

Ben de o alışanlardanım işte; hep kalabalık içerisinde olup ama bir noktada kendine dönenlerdenim. Evimi açtıklarımı baş tacı edip ama mümkünse suyunu çıkarmasın, tadında bıraksın, canımı sıkmasın, zamanı geldiğinde evimi bana bıraksın diyenlerdenim. Çat kapı gelmeleri saygısızlık gibi görüp, yalnız kalmak istiyorsam önceden arasalar bile " yok ben bugün yalnız kalmak istiyorum, gelmeyin " diye açık açık söyleyebilenlerdenim. Çok kalabalık ve şimdiki gibi geleni gideni hiç eksik olmayan bir aileden çıkmış olmama rağmen yıllar içerisinde 'evinde yalnızlığa' çok feci alışanlardanım yani.

Son iki senede bana bir sürü şey oldu ve içerisinde bulunduğum durumdan çıkmak için hep yeni birşeyler deniyor, bir şekilde kişisel gelişimime katkıda bulunuyorum ya şimdi de bu yanlızlık döngüm ile ilgili enteresan bir tecrübe yaşıyorum.

Son 4 aydır açtım evimi italyanlara, onlarla yaşıyorum. 4 aydır bu evin içinde hiç aralıksız, uzun süreli birileri kalıyor, benimle beraber benim hayatımı yaşıyor ve ben de bunu bazen şaşkınlıkla, bazen memnuniyetle, arada sinir gel-gitleri ile deneyimliyorum. Alışmak garip birşey, ne kadar zamanda insan birşeye alışıyor bilemiyorum ama yalnızlığa alıştığım gibi şimdi de evin içerisinde benden başka birilerinin yaşıyor olmasına alışıyorum. Hala ara sıra sabahları gözümü açtığımda evde şuku'dan başka birilerinin gezindiğini duymak enteresan gelse de, gözümün korktuğu kadar olmadığını, hala birileri ile  bir denge içerisinde yaşayabilme becerisinde olabildiğimi görmek ne yalan söyleyim hoşuma gidiyor.
Bana birşey söylemiş değil ama bence bu durum şuku'nun da çok hoşuna gidiyor; zira artık sabahları anlamasa da fazla birşey onu dinleyen, kahvaltılarını yiyen birilerini bulmaktan memnun görünüyor.
Her sabah sanki daha yüksek sesle söylerse karşısındaki daha iyi anlayacakmış edası ile bağrış çağrış yeni kelimeler öğretmeye çalışırken arada benden zılgıt yese de çok eğleniyor.
Sabahı insanı olmaktan öte sabahları kıl bir insan olduğumdan onlara belli etmesem de aslında onların bu hali ile ben de eğleniyorum; bu apayrı iki dünyanın insanlarının kendi aralarında yarattıkları dil ile anlaşıyor olmalarını ve en basit bir kelimeyi birbirlerine anlatabildiklerindeki sevinç nidalarılarını görmek sabah sabah aslında bana da iyi geliyor, hatta bazen onlara katılıp ben de gülebiliyorum...

Son 4 aydır yaşları ve yaşantıları birbirinden çok farklı birileri ile birlikte yaşıyorum ve annemin despot düzenini nasıl çaktırmadan bizlere geçirmiş olduğunu hayretler içerisinde deneyimliyorum. Evimde kendi dağınıklığım dışında kimsenin dağınıklığını sevmediğimi farkettiğimden onlar da düzenli olsunlar diye daha önce yapmadığım şeyleri yapıyor; gece yatmadan evi toparlıyor, mutfakta bulaşıkları hiç biriktirmiyor, ne kadar geç kalmış olursam olayım cumartesi-pazar demeden yatağımı toparlamadan dışarı çıkmıyorum. Onlara farkettirmeden ve hiç sözünü etmeden nasıl davranmaları gerektiğini gösteriyorum, onlarda aynen ben nasılsam öyle davranıyorlar ben de şaşırıyorum...
Son 4 aydır evimde devamlı birileri ile yaşıyorum ve her biri ile farklı bir beni keşfediyor, bazen karşılaştığımı seviyor bazen de rahatsız oluyorum ama sonuçta yine şaşırıyorum...
Sıkıldığım, yine kendim ile başbaşa kalmak istediğim, biri ile devamlı bir evi paylaşmanın aslında çok zor olduğunu düşündüğüm zamanlar oluyor elbet ama işte yine de, ben de dahil çevremdeki herkesin düşündüğü gibi "yapamayacağım birşey" olmadığını görmek hoşuma gidiyor, evin içerisinde benden başka birilerinin olmasına alışıyorum.

Alışmak çok garip birşey; ne kadar zamanda, kim bilir neden alışıyoruz ?
Ya da aslında bir becerebilsek bize iyi gelecek şeylere neden hiç alışamıyoruz?

Alışamadıklarım mı ? Tabii söylemeden geçmek olmaz; alışamadığım şeyler de var...Mesela onunla bağlantısız yaşamaya, onun olmayacağı bir hayat üzerine hayaller kurmaya, onu kafamdan silmek zorunda olma fikrine alışamıyorum...Niye mi? Belki saplantıdır , belki de böyle adlandırıp kendimi durumdan soğutmalıyımdır ama hala bir tarafım " aşk " diyor başka birşey demiyor.





visitors ; rossi ve yine peşine takıp getirdigi ismi ileride lazım değil 3 kız...

11 yorum:

  1. hani ben de buaralar yazmayi yeniden sevdim ya o nedenle bu defa icerikten cok yazi dilinle ilgili yazacagim..bu sefer anlatimini, kullandigin ifadeleri cok gelismis buldum. artik sen de kelimelerle dans etmeye baslamissin bence. daha dun senin 16 yasinla 35 yasinin karsilastigi oykuyu yeniden okudum. o oyku kurgu acisindan mukemmel ve belki de senin kisisel gelisimin icim bir donum noktasi olsa da bence bu yazidaki dilin cok daha akici ve profesyonel. icerigine gelince su evde yalniz kalinmasina ve kafanin icindeki gurultulu sessizlige alisilmis olmasi hastaligindan ben de muzdaribim maalesef. senin umutsuz bir vaka olmadigini duymak bana da umut verdi den'cim :) dr. u

    YanıtlaSil
  2. Harika bir iç dökümü olmuş.
    İçinde kendimden pek çok şey buldum. Şu kalabalığa alışmayı beceremedim asla ama en azından olaya nereden baktığına bağlı olarak, alışılır hissi geldi, bir an seni okuyunca.

    Annelerimizin kopyalarıyız, aksini iddia etsek de. Bunu eve birileri geldiğinde, kontrolü ele alma savaşımdan anlıyorum, normalde hiiç farkında değilken.

    YanıtlaSil
  3. @ dr.u ; en başından beri beni konuda en çok yüreklendiren hep sen oldun ya şimdi de tam çok ara verdim, kelimeler eskisi kadar kolay dökülmüyor paniğindeyken yine aynı desteği veriyorsun! hep uzaktasın u'cum ama çok acayip bir şekilde de hep en istenilen zamanda ortaya birşey atıp içimi rahatlatıyorsun...
    Merak etme herşeye alışıyor insan, bir de keyif almaya başlayınca alışmak daha bir kolay oluyor...Umitsiz vaka değiliz hiçbirimiz! :)

    @ Aslı ; beni işte en çok bu yoruma bayılıyorum, senin yaşadıklarında bambaşka birinin kendinden birşey bulabilmesini...çok kıymetli yani yorumun!
    Anneme her benzediğimi farkettiğimde ise çok şaşırıyorum ama mutlu da oluyorum zira ben bir anneci olarak neredeyse bütün çocukluğum boyunca büyük ablam ona çok benzediğinden onun ne kadar güzel olduğunu düşünerek büyuyenlerdenim :)

    YanıtlaSil
  4. Süpersin, eline, kalemine, yüreğine sağlık canımm benim..

    YanıtlaSil
  5. @ Adsiz ; yazim seklinden kim oldugunu cikarmaya calisiyorum ama cok kisa yazmissin cikaramiyorum:)) ama canlarimdan birisin onu anlayabiliyorum:) coooook mersi....

    YanıtlaSil
  6. Alismak cok kolay
    Aliskanliklardan kurtulmak cok zor
    hayalinde dahi olsa

    Niye sigara kolay kolay birakilamiyor
    Alkolikler?
    Uyusturugu bagimlilari?
    Adi ustunde hepsi aliskanlik...

    Tabii ki gene diline saglik..

    YanıtlaSil
  7. Süpersin, eline, kalemine, yüreğine sağlık canımm benim.. seviyorum seni...

    cumartesi = ))

    YanıtlaSil
  8. Madame Marika8 Ekim 2010 15:09

    Super bir yazi olmus canim. her gecen gun daha iyi yazilar okuyorum. uslubuna bayildim. seni cooook seviyorum.

    madame marika

    YanıtlaSil
  9. Bayıldım yazılarına ,özellikle son yazın çok güzel ;kalemin ne kadar güçlüymüş, renklisin diyorum ya bu da yeni tanıştığım bir yönün,ama çok beğendim ; içtenliğini o kadar güzel kaleme almışsın ki yalın, ve akıcı...
    İnsan okurken keyif alıyor ve kendinde birşeyler buluyor ... merakla yazılarını bekliyorum
    dr.galileo

    YanıtlaSil
  10. Üslubun gerçekten değişmiş bu arada, son yazını da okuyup, buraya gelince yorumlardan görüp, fark ettim. Eski halini de seviyorum bunu da, düşündüm de; birisini sevince, içini sevdikten sonra nasıl dile geldiği fark etmiyor aslında.

    YanıtlaSil
  11. @ Verda ; alıştın çok fena, hemen rehabilite ol diyorsun yani :) bağımlılığın her turlusu kotu de neden bu kadar cabuk alişip baglaniyoruz acaba?

    @ Adsiz 2 ; bak böyle uzun uzun yazinca senin kim oldugunu anlamam iki saniyemi almadi...sen de dokturmussun feci, cok begendim , hayir korkmasam bir blog ac diyecegim ama sen beceremiyorsun idare etmeyi sakın öyle bir şeye kalkışma ! :) hahahahaha


    @ Cumartesi ; canım benim, sen miydin o? dedigim gibi cikti iste, canlarimdan biri...

    @ Madame Marika; daha cok yorum yap, kritike et beni, biliyorsun yolumuz uzun :)

    @ Dr. Galileo ; ehhh hosgeldin! bakalim bu dunyayi da digeri kadar renkli bulacak misin? burasi ile karsilasanlar genelde bir sok yasiyorlar! isimler uydurmaca, yasananlar ve hissedilenler, kim ne dusunur kaygisi duyulmadan yazilanlar gercek...cok sevindim begendigine....

    @ Asli; cok acayip birsey bu, birini tanimadan seviyor veya taniyorum diyebilmek, sana da denildiginde samimiyetine inanmak..
    ben farki pek algilayamiyorum, sanki ayni ama daha zorlanarak yaziyormusum gibi geliyor ama herkes degisti diyor! bakalim sonu ne olacak? cok tesekkuler..mucks

    YanıtlaSil