14 Şubat 2010 Pazar

Geri Gelmiş Olabilir Misin ?


Bütün bir cuma gününü, aklımın bir köşesinde hatice sultanı düşünerek ve her geçişinde arkasından rahmet okuyarak geçirdim. Her inanışımda ölenlerin arkasından dua etmek olduğundan, her duada ruhlarının hafiflediğine, rahata erdiklerine ve buna ihtiyaç duyduklarında sana kendilerini hatırladıklarına inandığımdan gün boyu devam ettim.

Budist inanışa göre cennet de cehennem de burasıdır; şimdi hatice sultanı düşündüğümde ne yazık ki bu yaşantısında kendi cehenneminde yaşadığını düşünüyorum, zira ne yazık ki genç sayılabilecek bir yaşta ansızın gözlerini kapadığı güne kadar pek gün yüzü görmeyen, hayata çile çekmeye gelen kadınlardan biriydi o.

Çocukluğumun en sevilen karakterlerinden biri, Adile Naşit kıvamında bir kadındı; tıpkı onun gibi mini mini ve tombul. Güler yüzünü hiç esirgemez, ne istesek yapardı biz çocuklara; en çok onun evine gitmeyi, en çok onunla gezmeyi, en çok onun bizim evimizde kalmasını isterdim. Büyümem gerekti yaşadığı dramları ögrenmek için ama artık iki kadın olarak arkadaş olduğumuz da bile dert yandığını, isyan ettiğini, bir tek damla bile gözyaşı döktüğünü görmedim. Şimdi düşününce herşeyi, anlamakta hala zorluk çekerim nasıl katlanabildiğine.

Iki hayırsız oğlunun arkasından dünyaya getirdiği küçük kızını iki yaşında kaybetmek yetmezmiş gibi, koca bir hayatı ve güya bu hayatın arkadaşını kumar ile, içki ile ama en acısı bambaşka ikinci bir aile ile paylaşmak zorunda kaldı, bile bile. Adaşım diğer kadını, o kadından olan kız çocuğunu hep bildi, hepsi bildi, bir hayalet gibi içlerinde yaşadı ama hiç olay çıkarmadı. Öyle bir yerden alınıp, diğer bir tarafdan bolluğa gömülmedi; her ne kadar benim hafızamda çok güzel anılarla saklı da kalsa, kemerli kapısından adımını attığın anda buram buram ortanca kokan bahçeli, süs havuzlu çağlayanda ki ev, aslında hiç de benim hatırladığım kadar şahane değildi. Son yılların geçirdiği bodrum katında ki ev ise oradan da beterdi.

Annesinden ayrılan, herkesin evinde rahat rahat kalan bir çocuk değildim ben. Kimsenin evinde acıktığını, susadığını, canını çekeni rahat rahat söyleyen de olmadım; onun için sepet gibi her gittiği yere beni de götüren annem ile gezer tozar ama mutlaka onun ile geri dönmek isterdim. Ama onda kalmak ister, kendi evimdeymişim gibi rahat ederdim. Komşudan öte, kocaman bir aile aynı çatı altında yaşıyormuş gibi, her kapının üzerindeki anahtarlar ile bir başkasının evine zili çalmadan girebilme özgürlüğü, bir yandan şaşırtıci bir yandan da çok eğlenceli bir oyun gibi gelirdi bana.

Çok komik, ufacık tefecik, şisman bir kadındı ama arı gibiydi. Hiçbir şeye erinmez, annem gibi heryere yetişirdi. O kadar iyi bilirdi ki nereye nereden gidilmesi gerektiğini, üçümüz yollara düştüğümüzde, biraz geride kalsa, hemen annemi durdurup onu beklememiz gerektiğini söylerdim; korkardım herhalde kaybolacağız, annem yolu bulamayacak diye...
Kimsenin bilmediği zamanlarda bile onun yanında sigara içer, erkek arkadaşımla daha uzun vakit geçirmek istediğimde gece onda kalırdım. Ne girdiğime karışırdı, ne sigarama, ne telefon konuşmalarıma. Hayatı boyunca kimseye hesap soramadığından, sormuşsa bile cevap alamadığından olsa gerek, hiç sık boğaz etmezdi.

Neden katlandı, nasıl katlandı böyle bir hayata bilmiyorum. Böyle bir yaşantıyı tek başına kaldırabilecek kadar güçlü iken, buna katlanmaya zorlayan güçsüzlüğün sebebi neydi bilmiyorum. Başka türlü davransa idi, başkaldırsaydı, isyan etseydi farklı olur muydu onu da bilmiyorum ama ruhunun iyi olduğunu ve gelecek seferde daha iyi bir yaşantıya merhaba diyeceğini ( belki de dediğini) biliyorum. Yıllar oldu aramızdan ayrılalı, uzun zamandır da aklıma gelmiyordu, vardır bir sebebi elbet. Rahat uyu haticecim...

1 yorum:

  1. Çok etkilendim bu anından. Rahmeti bol olsun Hatice teyzenin. Nedense de gözümde resimdeki gibi bir kadını canlandırdım, aslında hiç de öyle degilken.
    Kimbilir niye katlandı, kimbilir niye çekti o yaşamı. Bizim gibiler çekmez gibi geliyor, büyük de konuşmamak lazım. Benim de aklıma başka bir hikaye geldi, blog'uma yazıyorum şimdi.

    YanıtlaSil