12 Şubat 2010 Cuma

Yarınların ilk günü

Rüyalarımı hatırlayamıyorum birkaç zamandır; her sabah bir rüyadan uyanıyorum, biliyorum ama kelimelere dökemiyorum nedense. Hep bir his ile uyanıp, hislere yoğunlaşıp sahneleri hatırlamaya çalışıyorum ama yine de olmuyor. Magical saatleri devamlı yakalıyorum da rüyalarımı bulamıyorum. Belki bedenim çok yorgun, çok koşturuyorum ve daha derin uyuyorum bilmiyorum ama her sabah bir rüyadan uyanmaya alışık ben, afallıyorum.

Bu sabah da onu gördüğüme emin olduğum bir hisle uyandım. Uzun uzun düşündüm olmadı. Belki yeniden uyursam geri dönerim dedim, yine olmadı. Kalkmak istemedi canım hiç, günlerin yorgunluğu ve kargaşasından uzak durmak istedim belki; başım dönüyor, hastayım galiba, yataktan çıkmayayım dedim ama o da olmadı. Kalkmak, gidip çalışmak , bu döngüden çıkmak lazımdı. Keyifsiz başladı gün yani; akşamına kadar da dünyayı kurtarmadım açıkçası, çıkmasaydım da o yataktan bugün birşey eksik kalmayacaktı...

Ama akşam mesailer bitip de telefonlar çalmaya başladığında üç kıtadaki üç arkadaşıma ne iyi geldiğimi hissettim, daha doğrusu onlar sözleri ile öyle olduğumu hissettirdiler. Böbürlenmek değil bu yazdığım; değer verdiğin, emek harcadığın, kıymet bildiğin arkadaşlarının dertlerine ortak olduğunda (tıpkı onların sana yaptığı gibi), karşılığında da yorumlarınla hafiflediklerini ifade ettiklerinde, hayata dair hiçbir iz bırakmayacağını düşündüğün günlerden biri, bir anda çok önemli birgün haline dönüşebiliyor.
Yarın birisi için bir dönüm noktası, bir diğeri için daha sakin davranacağı birgün olacak...
Uyuz başlayıp, sakin ve önemsiz detaylarla başlayan bugün aslında sağlıklı yarınların ilk günü olacak.

Kıymet vermek lazım der durur anotherstar, ben de severim bu lafı, katılırım da sonuna kadar. Bazen gelmese de elinden hiçbirşey, sadece karşındakini dinlemek, içini dökmesine izin vermek, destek olmak kıymet vermektir. Yapacak birşeyin olmasa da ben buradayım demek, dertli olduğunu bildiğin kişiyi yalnız bırakmamak, açmasa da telefonlarını, aklımdasın mesajını bırakmak kıymet vermektir. Derdine dert demesen bile sırf onun için dert olarak görmek, önemsemek, dur bakalım buluruz bir çaresini deyip elele vermek kıymet vermektir.

Bense hem veririm hem de bilirim kıymet; dinlerim sonuna kadar, ihtiyaç duyanı asla bırakmam yalnız da bırakıldığımda öyle, bir yolculuk sonrasını bile anlatmak gelmez içimden...

1 yorum:

  1. Dinlemek, basit bir şey gibi görünse de aslında çok zor. Herkes kendi anlatmak istiyor çünkü. Dinleyen dostlarının olması ise onları vazgeçilmez kılıyor.

    YanıtlaSil