24 Ekim 2010 Pazar

Evimdeyim


5 günlük yolculuk sonrası, yoğun ama çok yoğun, çok insanlı (adri,michi,dünyanın abartısız en çok konuşan insanı lucia*, ale-dsl, nevio-dsl, zaccarin, laura-dsl, ismi herhalde ileride lazım değil avustuyalı çocuk), çok konuşmalı, çok yemekli ve herşeyi ile çok'lu bir haftadan sonra , hatta çok uzun bir zamandan sonra bugün ilk defa evimde ve yalnızdım.

Aslında yalnız değildim, sara evin içinde dolanıp duruyordu ama ben tek başımaydım işte! Yine o etrafa başka bir yerden bakmak ve kendimden bile uzaklaşarak yalnız kalmak istediğim zamanlarda yaptığım gibi çekildim carrie koltuğuma, benjinin gölgesinde Nutini dinleyip önce Sun Tzu, sonra Fabio Volo okudum bugün.
Bambaşka bir yerlerde birilerinin daha ilerideki kendisi ile konuştuğunu görüp, eğlendim çok.

Hava güzeldi, dışarıda çok güzel bir ışık vardı ama çıkmayacak, çıkmadığım için hiçbir suçluluk duymayacak, birşeyler kaçırıyormuşum gibi hissetmeyecektim biliyordum.
Günün salonuma doldurduğu ışık ile kendimi iyi ve hafiflemiş hissettim bugün. Gerçekten beni iyi hissettiren, heyecanlandıran şeylerin neler olduğunu düşündüm uzun uzun.

Bugün ilk defa onu hayatımda istemedim, çok istikrarlı olmayacaktır biliyorum ama işte o koltuğa her oturduğumda evi farklı bir açıdan görüyorum ya ona da ilk defa farklı gözlerle baktım bugün hem de hiç zorlanmadan. Bugün ben ilk defa o herkesin görüp de benim göremediğim şeyi gördüm ve hiç kimsenin göremediğini iddia ettiğim şeyin, bugün çok anlamı olmadığını düşündüm. Ilk defa onun korkuları, cesaretsizlikleri ve şartları ile uğraşmak istemediğimi, hayatımı bile bile bu kadar zorlaştırmanın manası olmadığını düşündüm. Ben oturduğum koltukta beni en çok heyecanlandıran 3 şeyin, ya cesaretsizliğinden, ya şartlarından ya da dünyaya benden farklı bir yerden bakıyor olmasından dolayı onun için imkansızlıklarla dolu olduğunu gördüm. "Bak oturduğun yerden açı çok dar, kalk benim olduğumdan yerden bakmayı dene" demenin ve onu ikna etmenin bir yolu olmadığına karar verdim.

Ben hiç durmadan seyahat etmek, hiç gitmediğim uzak çok uzak yerlere gidip, bambaşka insanlara bakıp ne yerler içerler ne giyerler onları görmek, sokak sokak babetlerim ile dolaşmak, akşamında louboutin'lerimle guzel yerlerde yemek yemek, fotograflar çekmek istiyorum.
Ben iki evli, iki hayatlı olmak istiyorum; sadece tek bir şehirde tek bir ülkede yaşamak istemiyor, her ikisinde de manen değil fiziksel olarak da evimde hissetmek, canım hangisinde kalmak istiyorsa süresiz orada kalmak ama istediğimde dönebileceğim bir evim daha olmasını istiyorum.
Ben birgün sadece kendim için , benden sonrakiler için bir şey bırakmak istiyorum dünyaya.

Ve imkansız değil hem de hiç değil! Ve olacaklar biliyorum ama hayatımdaki ağırlığı olan herkesin bunları destekleyip, hatta beni itekleyeceklerini bildiğim gibi onun böyle bir hayatın parçası olmak istemediğini de biliyorum...Ama işte ilk defa ilgilenmiyorum çünkü bugün kendisi ile ilgili ilk defa hiçbir şey istemiyorum.

Fi tarihinden beri herkesin diline dolanan şu "zaman herşeyi halleder" meselesi bu mudur acaba diye merak etmiyor değilim ancak bu konudaki akıllara zarar kötü reputasyonumu göz önünde bulunarak ağzımı açmak, bol keseden atmak istemiyorum, zira benden ve en zayıf noktamdan bahsediyorum!



lucia* : bu lucia gercekten o kadar çok ama o kadar çok konuşuyor ki, her türlüsüne alışık bu bünye bir keresinde fiziksel olarak tepki verdi. O kadar çok ve boş konuşuyor ki, arabanın arkasında cama yapışıp, nefesim kesildi! Basbaya nefes alamadım :) Onun için çok gerekmedikçe kendisinden uzak duruyorum!

michi : dünyanın en büyük saçmalığını yapmak üzere! Not düşmekte fayda var...

4 yorum:

  1. I am sorry but I don't think this feeling will last long! bakalim gorecegiz hep beraber.. dr. u

    YanıtlaSil
  2. Gönlüne hangisi iyi gelecekse öyle hisset, kasma kendini şimdi şöyle ama acaba kalıcı mı vs vs. Boşver ve yaşa, keyif aldığın gibi, gerekiyorsa at bol keseden.

    Bir süredir o çok ama çok konuşanlardan muzdaribim, dayanamıyorum ve nefesin kesilmesinin en demek olduğunu öyle iyi anlıyorum ki...

    YanıtlaSil
  3. o birşey değil de; evinin içinde ağaç mı yetiştiriyorsun sen?? !!

    oyşş..

    YanıtlaSil
  4. anı yaşaman yeter denizim... söylediğin herşeyi de yapacaksın. audrey told me :)

    YanıtlaSil