29 Mart 2012 Perşembe

GITMEDEN HEMEN ONCE # 82 "Son Sigara"


Yaptığım iş ve sürdürdüğüm mobil hayatım sayesinde abartısız neredeyse hergün yeni biri ile tanışıyor, birileri ile konuşuyor, bir şeyler paylaşıyorum. Sahip olduğum metabolizma, damarlarımda akan kan gibi kafayı da hızlı çalıştırıyor, hızlı algılıyor, hızlı cevap veriyor, birini dinlerken bir diğerine de laf yetiştirebiliyorum ya genel kanı IQ um yüksek olduğu yönünde ve hakkımda ilk dile getirilen şeylerden biri bu oluyor ama aslında çok yanılıyorlar. Şimdiye kadar hiç bu konuda test yaptırmamış olsam da çok normal bir seviyede bir IQ'ya sahip olduğumu biliyorum. Hatta zaman zaman olaylar karşısında verdiğim tepkilerden dolayı vasatın bile altında bir zekaya sahip ve "dünyadaki zeki görünümlü en gerizekalı insan"olduğumu düşünüp sıkça kendimle dalga geçiyorum. Diğerlerini kandıran, beni de kurtaran gerçek ise IQ'um değil de EQ, duygusal zekamın normalin üzerinde olması. Aslında her türlü insanla çabuk iletişime geçebildiğim için söylediklerini çabuk algılayabiliyor ve tanrının bana bahşettiği en büyük hediyesi hissiyat ile işlerimi, ilişkilerimi yönetiyor, sonuç alıyor; EQ'nun nimetlerinden gani gani faydalanıyorum.

İş böyle olunca, kafama koyduğumu yapıyor, tuttuğumu koparıyorum gibi görünüyor ama o zaman da başka bir yanılsamaya sebebiyet verip, "iradeli bir insan" olduğum kanısını oluşturuyorum ki aslında bu da külliyen yalan, zira iradenin meziyetlerim arasında sayabileceğim bir şey olmadığını biliyorum. Çünkü ben tutku ile bağlandıklarımı veya azılı bir şekilde alıştıklarımı öyle bir kalemde silemiyor, yapmazsam bana iyi geleceğini, bırakmazsam faydası olmayacağını bildiğim şeylerden, öyle sade irade ile vazgeçemiyorum.

Bırakmak iyi olduğum bir konu değil benim; ne sevdiğim adamı bırakabiliyorum, ne de bir işi yarıda...Ne günde küp küp tükettiğim şekeri bırakabiliyorum, ne de günde neredeyse bir pakete varan sigarayı...

Bırakmam gereken şeyleri ve bırakmazsam olacakları gayet iyi biliyorum, zekam ile ilgili atıp tutuyorum da gerizekalı da değilim tabii ama yine de işte yine de sanırım sadece düşüncesi ile bile bir yoksunluk hissine kapılıyor, göbek adım direnç ile iradeyi her seferinde alt ediyor, sonunda da beceremiyorum.
Ama artık bu durumdan da gayet sıkılmış olduğumdan, yine verdim karar, bırakılması gerekenleri bırakıyorum. Işe de sigara ile başlıyorum; yarın atlıyorum arabaya, Ankara'ya gidiyorum ve 1278.ci denemem de olsa sigarayı bırakıyorum.
Önce sigarayı bırakıyorum, sonra şekeri; yaptım programı, yoksunluklarını da haftada 3 pilates, 2 yüzme ile kapatıyorum...

Bunu da buraya yazarak, bangır bangır ilan ediyorum ki, bu konuda akıllara zarar reputasyonum olduğundan, harcanan bu kadar efor, zaman ve paraya rağmen bir daha elim o sigaraya giderse utanacak bir sebebim olsun...

Hadi bakalım Ankara, Dr. Nezih ve Ece Hanım, ehh o kadar gitmişken bir de Anıtkabir beni bekler...Gideyim sigarayı bırakıp döneyim...


Fotograf; Last One @ Cihangir by DEN
Müzik ( yazarken ); Sigara by SEBNEM FERAH :)








1 yorum:

  1. ooo union jack kullugun ve calabria cakmagin pek guzelmis...keske gece siyaha donuse denizi de koysaydin ve tabii keske bir muammaya donusen anahtari da bulabilseydik (black key). o halde the black keys olsun seversin dinlersin arabanda bu sarkiyi...tam senlik...

    http://www.youtube.com/watch?v=a_426RiwST8

    YanıtlaSil