8 Eylül 2009 Salı

gece yarısı bir telefon çaldı...

Gece yarısı bir telefon çaldı,garip bir şekilde "işte şimdi başlıyoruz"dedim...çözüm peşinde koşan ben miyim yoksa yok mu öyle birşey acaba,bu aklımdan geçen ilk cümle ile tam emin olamadım...
tabii ki O değildi,şaşırmadım;arayan bir italyan cep numarası,yetişemedim, bir an acaba geconti olabilir mi diye düşündüysem de merak etmedim


Sakin geçen bir pazartesi gunu..ofis,günlük telefon trafiği,anlık krizler ve çözümler,t-la-bar ile görüşme,NY seyahatinin son detayları ve Albi...
Albi ,getirmeyi hiç atlamadığı prosecco ve yeni cd ile Istanbul'da..
o donuk,mesafeli,kapalı görüntüsü altında sıcacık ve samimi bir adam;istemediği sürece sınırlarına asla sokmayan ama hala bazen anlattığı o çok özel konular karşısında beni hayrete düşüren,hep tek başına seyahat etmek isteyen garip adam...ve herşeyden ötesi,çok genç yaşında kaybettiği annesini hep çok özleyen,küçük dev adam...bütün o garip mizah anlayışına rağmen,bana en çok dokunan tarafı da bu galiba.
çok zorlu başladı onun ile dostluğumuz;Albi beni snob ve şımarık buldu,bense onun bu beni görmezden gelme halini,keşfedilmesi gereken bir durum olarak algıladım ve çok uğraştım,bugünü de düşündüğüm de ise iyi ki uğraşmışım diyorum...



Yarın çok önemli birgün ;günlerdir bayağa fazla kişi yarın ki doktor randevusu için dua ediyor...Umarım yarın çok hayal edilen bebeğin "ilk kalp atışları" nı duyacak annesi...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder