9 Eylül 2009 Çarşamba

...the first HEART BEATS ...



Oldum olası hayallare inandım,annemden öğrendim galiba...Hayatı boyunca hayal etmeyi asla bırakmayan ve hayalleri gerçekleşmiş şanslı bir kadın oldu...
Oldum olası mucizelere de inandım, mitolojide ve her dinin içinde anlatılan o olağanüstü hikayeleri hep çok meraklı dinledim...
Bugün ise hem bir hayal hem de bir mucize gerçekleşti...Çok uzun zamandır hayal edilen , çok uzun zamandır olması için çaba sarfedilen ve doğru zaman olmadığını düşündüğünden olsa gerek, bir türlü gelmeyen bebek, artık beklenmediği bir zamnda geleceğini haber verdi :) Hem de öylesine inanılmaz bir olayın üstüne ve zamanda geldi ki,gerçekten ne yaparsak yapalım herşey için doğru bir zaman olduğunu ve bunu değiştiremeyeceğimizi bize bir kere daha göstermek ister gibiydi...
Varlığından annesi d.p.s ve tüm aile bundan tam iki hafta önce haberdar olduk;hayatımızda en mutlu olduğumuz günlerden biri olarak da aile tarihe kaydedildi tabii.Sebep ilk bebek olması değildi,sebep d.p.s in  "hayatında ki en büyük hayali"olması idi.
Veee bugün 2 haftalık sabırsız,biraz da tedirgin bekleyişten sonra annesi bebeğin "ilk kalp atışlarını" duydu..henüz 1 cm olan bebeğin ilk kalp atışları ki bana göre dünyada ki gerçek olduğunu bildiğim tek MUCİZE...
Sabahtan beri  iki parmağımla 1 cm i göstermeye çalışıp, o kadar küçük bir şeyin nasıl bir kalp atışı olabileceğini düşünüyorum...bir kadının,bir insana hayat verdiğini ve bunun nasıl bir mucize olduğunu düşünüyorumm..Şimdi önümüzde ki 7 ay nasıl geçireceğiz onu bilmiyorum ama yeni geleni de diğer 3 muhteşem yaratık kadar çok seveceğimizi ve hayat boyu yanında olacağımızı biliyorum..


Gelgelelim mutlu haber çabuk yayıldı, crown aradı..Durağan,neler oldu neler bitti, neler yapıldı,üstünden geçildi...herşey normalmiş havası verildi,araya "senin canın mı sıkkın ?"sorusu sıkıştırıldı bu durağan konuşmanın sebebinin O olması ümit edilerek ve yarın tekrar konuşmayı garantileyerek telefon kapatıldı...yani aynı tas aynı hamam oldu :)
halbuki şöyle içimizdekiler ve eteklerimizde ne var ne yok hepsini dökmeden,yüklerimizden ve aklımızdakilerden kurtulmadığımız sürece hiçbir şey normal olmayacak...ama sanırım o yine birşey yapamayacak..
yine beni l.budha dinledi,yine çok mantıklı şeyler söyledi,tıpkı lise yıllarımızda olduğu gibi ve çok gariptir ki birden aklıma yine crown ile lisede de benzer sebepten dolayı sıkıntılı zamanlar geçirdiğimizi hatırladım..yani aradan nerdeyse 20 yıl geçmişti ve birden hepimiz neredeyse yeniden aynı şeyleri yaşar durumuna gelmiştik...Hemen o zaman ne yaptığımı düşündüm,oradan bir medet umarcasına ama o zaman ki kız çocuğuna uygun ama şimdi kopya çekemeyeceğim bir şekilde davrandığım aklıma gelmesi 10 saniye sürü;yani geçmişten gelen flashda yardımcı olamadı ...bulucağım,bir şekilde içimi yumuşatacak ve herşeyin eskisi gibi olmasını sağlayacak bir yöntem bulacağım


Bugün çok yağmurlu Istanbul...Yağmuru sevmiyorum,ama yağmurlu günlerde denizin o yeşileç çalan rengine bayılıyorummm..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder