10 Nisan 2012 Salı

Tükenmez Aşk Var mıdır?


Çok enteresan bir döneme tanıklık ediyor, tanıklık etmekle de kalmayıp, katılıp oyuna başrol oyuncuları olarak her birimiz kendimizden bir şeyler katıyor, ince ince bir geleceği yazıyoruz da tam olarak ne yaptığımızın veya neye hizmet ettiğimizin farkında mıyız bilmiyorum.

Bir yandan deli bir tüketim çılgınlığı içerisinde, herşeye çarçabuk ulaşıp, ulaştığımız hızla bir köşeye fırlatıp şişkin egoları daha da şişiriyor bir yanda da "farkındalık" diye bir kavramın farkına varıp, bütün kötülüklerin anası ego'dan kurtulmak için debelenip duruyoruz. 
Herşeyin ve herkesin önüne kendi mutluluğumuzu, kendi başarımızı, kendi arzularımızı, komple kendimizi koyuyoruz ama bir yandan da Mevlana'dan, Şems'den, Osho'dan dem vurmayı, günlük yaşatımızda, duvar yazıları şeklinde öğretileri kullanmayı ihmal etmiyoruz. Bunu kötü bir şeymiş gibi yazmıyorum, zira göz gördüğünü sokuyor aklına, okudukça, gördükçe alıyor, koyuyor yaşantısının bir yerine, şahane de yine de alışkınlıklarımızdan kurtulamıyor, herşeyi ve herkesi tüketmeye devam ediyoruz ya kötü olan o işte!

Herşeyi ve herkesi tüketiyoruz şuursuzca; eşyaları da tüketiyoruz, ilişkileri de, sevgileri de , aşkları da...
Maalesef çılgın bir tüketim çağında yaşıyor ve hiçbirimiz, önemli benliklerimize hizmet eden bu sistemin bir parçası olmamayı cesaret edemiyor, haklı olmak yerine mutlu olmayı seçemiyoruz.
Derinlerde bir yerlerde biliyoruz yersiz bütün bu kavga dövüşler, anlamsız bu hırs ve ihtiraslar, gereksiz tüm bu gurur da yine de ne kalbimizin tamamını koymayı becerebiliyoruz ne de teslim olmayı. Velhasıl içimizde ki ilahi güce ihanet edip, aslında Tanrı iken kul olmayı tercih ediyor, zoru seçip hayatımızı daha da güçleştiriyoruz.

Dile kolay, sonuna gelinmiş 15 yıllık bir ilişkiden ve sonu hazırlayanlardan bahsederken; tüketilenlerden bahsetmeden geçemiyor, sonunda da "acaba tükenmez aşk var mıdır?" diye sormadan edemiyoruz.
Tam bu soru havada asılı kalmışken Meral Okay'ın "Aşk bir sızma halidir...Aşka kendinden vazgeçme, kendi benliğini ezmeden "biz"olabilme halidir " cümlelerini okuyor, cevap bulabiliyorum.

Hakikaten de aşk bir sızma halidir; herbirimiz sızarız bir diğerinin hayatına sinsice de niye ise karışamayız olduğu gibi bulduklarımızla, çatalın ucu ile ayıkladığımız gibi kurutulmuş domatesleri, ayırmaya çalışırız tadını bilmediklerimizi. Kaptırır, kendimizden ödün veririz, verdiğimizi düşünürüz de en ufak isteği tehdit gibi algılar, değişmek, değiştirilmek istemeyiz.

Halbuki aşk kalbini olduğu gibi ortaya koyabilmek, teslim olabilmek, götürmeyecekse senden bir parça gerektiğinde değişebilmek, sevgilinin karşısında korkmadan utanmadan çıplak kalabilmektir. Aşk gerçekten egodan kurtulmanın en kolay ve en keyifli yolu, benken biz, birken iki olmak, çoğalmaktır. Aşk bahardır, tutkudur, kalp çarpıntısı, bir yere ait olduğunu bilmektir. 

Ama aşk huysuz ve kaprislidir; harlamazsan ateşi, fırlatıp korunu canını yakar, işte tükenme de orada başlar!

Tükenmez aşklar vardır elbet; yeter ki kendimizi olduğu gibi koyalım, yeter ki ben değil de biz olalım...


Fotograf; @Konya http://instagr.am/p/Z7x_F/ by BERRAK KOYUNCU
Müzik ( yazarken); Masum Değiliz by SEZEN AKSU 
Söz: MERAL OKAY & SEZEN AKSU







3 yorum:

  1. tukenmez askim degil de tukenmez kalemim var, olur mu o? hahahahaha....

    YanıtlaSil
  2. hahahahhahahaha koptum...duygusuz kadin!

    YanıtlaSil
  3. Tanrı iken kul olmak kul iken Tanrı olmaktan daha kolay çünkü! Kolaya kaçanın da tükenmez'i olmaz!

    YanıtlaSil