11 Eylül 2009 Cuma

11:11 " hayır,ben seni asla silmedim"....

Dün gece saat 22:22 ve uzun zamandan sonra ilk defa " geconti beni düşünüyor " diye geçiyorum aklımdan, sonra acaba hiç merak etmiştir,arayıp bir şekilde herşey yolunda mı diye soracak mı diye merak etmekten ve beklentiye girmekten  alıkoyamıyorum kendimi...sonrasında,güya uykuya dalmamı sağlaması gerekirken tamamen uykumu kaçıran binbir senaryo kuruyorum kafamdan...saat 04.00 ve hala uyuyamıyorum...
Sabah uyandığımda ise ,uykusuzluğun yorgunluğu ve ofiste bekleyen müşterilere geç kalmış olmanın verdiği telaş ile, gece düşünülen hiçbir şey aklımda yok...O yok,beklenti yok,merak yok...


Bu sabah saat 11.11 ve skype'de kırmızı bir ışık beliyor ve listemde artık olmamasına rağmen karşıma o çıkıyor;
- Benim ile konuşmanın hoşuna gitmediğini biliyorum ama dün gece haberlerde olanları gördüm ve çok telaşlandım..NASILSIN ? HERŞEY YOLUNDA MI?
İstem dışı yüzümde bir gülümseme beliriyor,garip bir şekilde içim rahatlıyor, hemen sonra onun ile ilgili herşey de olduğu gibi birden heyecanlanıyorum, nasıl bir cevap vermeliyim derken zaman geçiyor ve  ;
- Malesef çok korkunç şeyler oldu ama şehrin sadece belirli yerlerini etkiledi..benim olduğum yerde hiçbir şey yok..Telaşlanacak birşey yok,ben iyiyim ama yine de düşündüğün için çok çok teşekkürler...
- Buarada sanırım yine tam olarak ne demek istediğimi anlatamamışım,ben hiçbir zaman senin ile konuşmak istemediğimi söylemedim :)
- Sen beni skype listenden mi sildin ???
Hiç beklemeden , kısacık bir cevap veriyor ;
- Hayır,ben seni asla silmedim !!!


Çok manidar ,çok romatik bir cevap...
Beyinlerinin düşünme,kalplerinin atış hızları bile birbirinden farklı iki insandık biz..Öylesine farklıydık ki biri çok insan olsun,renk olsun derken diğeri az olsun,benim olsun,kimse özelime dokunmasın diyordu..Birisi cesur ve herşeyi göze alırken, diğeri bunun geçici bir heves olabileceği kuşkusunu hiç bırakmıyordu...Birisi hep eleştiriyordu,diğeri hep kendini ifade etmeye ve karşısındakini inandırmaya çalışıyordu...Hayaller farklıydı,yaşamlar farklıydı,sınırlar farklıydı,kendilerini ifade etme şekilleri farklıydı;çok çok çok şey farklıydı...


Ve bu sabah "hayır,ben seni asla silmedim" dediğinde,istediğim gibi bir sonu yaşayamamış olsam da,bunca farklılığımıza ve tüm karşı koymalarına rağmen ,hayatında  "gelip geçenlerden " değil de "iz bırakanlardan" olduğumu hissettirdi...


Geconti dediğimde; o karnıma ağrılar sokacak, nefesimi kesecek  ve bir sözü ile asla başka bir yerde yaşamam dediğim bu şehirden  bile hiç tereddütsüz gidecek kadar, o çok aşık olduğum gururlu,çok yönlü,tutkulu, çekici adam geliyor aklıma...Ve sadece bu yüzden iz bırakanlardan olduğumu düşünmek,kendimi iyi hissettirdi,günümü kurtardı .......


Yine de amoour'a söz verdim; geriye dönüş yok !

6 yorum:

  1. "Öylesine farlıydık ki" paragrafında, kim kim onu anlayamadım?? meraklıyım ben..

    b'şıklarına muhattap kişinin sen olduğunu söyle lütfen ki, "oh be, varmış benim gibi kadınlarda" deyip, bir umut barındırayım en azından içimde.. (hepiniz sorumsuz, çirkin, popüler optimistlerden olamazsınız, öyle değil mi?)

    YanıtlaSil
  2. ehhh iste degilim, ben a'siklariyim ( sadece elestiren o, kendini hep ifade etmeye calisan ben ) onun icindir yaaa senin yazilarindan bir cevap bulmaya calismam, "farkliysa senden denemeden kesip atmak "neden diye seni sorgulamam :)
    bazen oyle seyler yaziyorsun ki al iste ayni mantik deyip, altindaki gercek duygu nedir niye didiklemek geliyor icimden...:)
    sorumsuz, cirkin, populer optimistler hosuma gitti, zengin kapitalistler kivaminda...bunun seninle alakasi yok, yeri gelmisken yazayimda ileride okudugumda hatirlayayim diye not dusuyorum...:)

    YanıtlaSil
  3. Damarıma basıyorsun ama:)

    Sahiplenmek(bazı şeylerin özel olmasını istemek), sahiplenilmek, kıskanmak(hemen saçma radikal örnelerle saptırmayınız plz), hata yapmamak/üzmemek/üzülmemek mevzularını kafada fazlaca kugulayıp tereddütle/korka korka adımlar atmak(temelinde hep bir travma vardır/bknz ben/)..... vs....

    Kedisinden filine her canlıda olan beklentiler bunlar... Neden bu farklılaşma, sözüm ona modernite(?) çabası.. bu konuya hiç girmeyeceğim.. çünkü biliyorum ki, herkes "ben" olmak zorunda değil..

    Sindiremediğim tek şey: "sen" olmadığım için suçlanmak....

    "Farklıysa senden, denemeden kesip atmak neden?" demişsin.....

    Kimsenin "denemeden at" dediği yok ama zaten. Bu, ucuz bir korkaklık olurdu. Sözüm yo öyle yapalra.. Bir umut denenir .. denenir elbet.. ta ki, "Yeter! Yok artık!" noktasına kadar..

    İşte atladığınız nokta da tam burada...
    "Bazı farkların boyu aşmasında".....

    Anlıyorum; size göre küçük/değersiz ayrıntılar burada size "fark" diye sunulan. Ama, bir ömür sizin yanınızda olma potansiyelindeki hiç bir erkeğin, o yukarıdaki farklardan taviz vereceğini sanmıyorum.. (yahut hemcinslerim hakkında hiç bir fikrim yoktur belkide; kimbilir?)

    Umursamayacak erkek bulunur mu? olmaz mı, tonla... ama.. ama işte sonradan da, ay bu adam şöyle kötü çıktı, evlendiğimizde böyle değildi.. şöyle aldattı, böyle sorumsuz-kavgacı vs diye sızlanılması komiğime gidiyor açıkçası.



    Ortalama bir hayatın olduğu varsayımıyla... Deli bir aşk dahi söz konusu olsa junkie biriyle, ömrü hayatında hiç çalışmamış/tembel biriyle, yahut sosyal hayatında seni zor durumda bırakacak derecede ulu orta yakışıksız küfürler eden biriyle beraber olabilir misin(ne yapayım, doğaçlama bunlar geldi aklıma:P)? hiç sanmıyorum. yani olursun belki de, "değişir/orta yol buluruz" umuduyla olursun en fazla..

    e peki ya karşı taraf "beni olduğum gibi kabul et.... yerse...." derse?

    kabul etmediğin taktirde, korkaklıkla, sığ olmakla, sevmemekle suçlanırsan?

    lütfen biraz empati..

    2 insan "birbirine uygun olmayabilir". "neden beni istemiyorsun?" sorusunun had aşan bir soru olduğunu düşünüyorum.

    Nedendir bilmem, şu yazıyı forwardlamak geldi sana içimden: http://okuzunondegideni.blogspot.com/2009/10/beni-oldugum-gibi-kabul-et.html

    zira "beni olduğum gibi kabul et", farkında olun yahut olmayın, karşı tarafın değişmesini gerektiren bir şeydir.

    YanıtlaSil
  4. 30 lu yaslar bir kadinin en guzel yaslari olmasinin yanisira en cok kendine dondugu ve kendini sorguladigi yaslardir bana gore.En azindan ben de boyle oldu.
    Istemeyen birine neden istemiyorsun, sevmeyen birine neden sevmiyorsun diye sorulmaz, sacmadir ve bence de haddi asan bir sorudur, benim sorguladigim asla bu degil.
    Askin gozu kordur tabbi ama yine benim icin o kadar da kor degildir, cok asiri uctaki ve benden coooook farkli bir adama otomatik olarak o gozle bakamiyorum, dolayisiyla burada bahsi gecen farkliliklarda o tur farkliliklar degil.
    Benzer hayatlar veya farkli hayatlar bile olsa benzer kafalardaki iki insanin birarada yasamasi tabii ki zordur ve tabii ki degismeyi, ortama uygun hareket etmeyi ogrenmeyi gerektirir. Ben zaten kalkip giderim, onun yasantisini da yasarim diyerek zaten degisime ne kadar acik oldugumu tekrarlayip duruyorum, yani sorun degismek istemiyorum da degil...

    Mesele su sekerim; karsindakini yasam tarzi, karakter ozellikleri, kazandigi para senden farkli diye denememek, ama noktayi da koyup cekip gidememek, ne istedigini bilmez bir sekilde savrulmak ve karsindakini savurmak...cekip gitse, o zaman hersey daha basit, istemedi dersin olur biter ama oyle olmayinca bu farkliliklardan neden bu kadar cekiniliyor, nasil bir mantiktir ki bu kalbe hukmedebiliyor deyip kendini yiyorsun, tanimadigin birinin benzer yazilarinda cevap ariyorsun, sorgulama uzerine sorgulama yapiyorsun...

    Ama ben suanda baska bir boyuta gectim bu iliski ile ilgili. Onun nedenleri ile ugrasmaktan cok ben neden bunlari donup dolasip yasiyorum sorgulamasindayim. Bildigim tek sey daha nokta konulmadi ama ne olursa olsun sonu benim icin iyi olacak...

    ps:okumustum ben daha evvel o yazini senin...cok farkli dusunmuyorum ben senden.

    YanıtlaSil
  5. "Ama noktayı da koyup, çekip gidememek" dedin ya... bitirdin olayı..

    Nefffffret edyorum şu iki arada bir derede yaşayan, korkak, kendine güveni olmayan ve bu saçmalıkları yüzünden başkalarının da hayatını b.k eden insanlardan.

    Net olmalı bir insan.. ne istediğini harf harf bilmeli; istediği şeyin bedelini ödemeye hazır olmalı.

    Var çevremde de, "çok aşığım/seviyorum.. ama şu yüzden olmaz" diyenlerden.. "E git o zaman.. b.k etme onun da hayatını" dersin... gitmez.. kal dersin.. "yok olamazki" der, kalmaz... karşılıklı ağlaşır dururlar aylarca...

    Yahu tamam, kimsenin acelesi-kaçanı yok..
    Ama... Çin işkecesi yahu bu? tam psikopat işi..

    Herneyse....
    Belli ki senin de canın yanmış.. umarım gönlünce olur herşey..

    Bakmayın siz bana.. diyorum ya, "öküzüm ben"....

    YanıtlaSil
  6. kralsin okuz ! :) cok sahane dile getirmissin yine...tesekkurler..

    YanıtlaSil