9 Aralık 2009 Çarşamba

Kaç Kişi Var Orada?



Jet lag üzerine jet lag, üzerine bazen hiç sonu gelmeyecekmiş gibi görünen "çok çalışmam meselesi" nin bitmek bilmez düşünceleri, üzerine her an atışını hissettiğim kalbim, rüyalarımı aratmayacak kadar fantezi üreten beynim ve kendi yazıp, kendi oynayan, sonra da daha çok heyecan yapan ruhum derken uykuya dalmam sabah 06:30.

Uykusuz, adri bile olsa müşterili ve problemli birgünün sonunda, yorgun bir savaşçı gibi hissetmek normal herhalde de yorgunluğu, umutsuzluğu, heyecanı, telaşı, sevinci, korkuyu ve daha nicelerini tek bir bedenin aynı anda taşıması; bir dakika önce sevgi dolu ve anne şevkati göstermek yada yapışmasalar paçalarıma heyecandan uçacakmış gibi ışık saçmak, biraz sonrasında herşey kontrol altında, panik yapmayın, hallederiz güvencesi vermek ama hemen arkasından bambaşka bir konu için gözlerinden ateş saçıp, abanın altından sopayı çıkartıp, korku salmak çok normal birşey değil galiba. Her saat diliminde başka bir olay ve olaylar karşısında hissedilen, birbiri ile alakasız duygular, aynı anda kaç kadını oynuyorsun dedirtiyor.

Kaç kişi var orada, hangisi sensin, hangisi olmak istiyorsun ?

Daha da önemlisi olmak istediğin için hala şansın var mı acaba? İstemediklerini ayıklayabilecek misin acaba yada onlardan vazgeçebilecek misin?  Var senin gibiler, sayıları da az değil tabii ama siz mi anormalsiniz yoksa diğerleri mi?

Uzun ve çok yorucu birgünün ardından gardı düşmüş benliğin konuşuyor ∂en'cim. Herşey hep senin istediğin, hesapladığın gibi olsun istiyorsun, herkes öyle istiyor, bunda bir gariplik yok yani; ama işte beklediğin cevabı alamayınca yada gereksiz olduğuna inandığın ayrıntılarla boğuşmak zorunda kaldığında, beden yoruluyor, gardı düşüyor, birşeyler anlatmaya çalışıyor fırsat bu fırsat diyerek. Kulak ver bakalım, kafa yor biraz üzerinde...Şu içindeki kadınların sayılarını bir belirle bakalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder