13 Ocak 2010 Çarşamba

Kelebek Olmadan Önce



Bugün, bir erteleme ayıbını daha yapamayacağım için, bir saatte çıkarım hesabı ile giderek 5 saatimi sohbet ederek, bilgilenerek, keyif alarak, kahkaha atacak kadar eğlenerek geçirdiğim dünya tatlısı bir kadın ile, yıldızların efendisi sibel ile tanıştım. Bütün yaşamını, yaşanmışlığını öylesine sevgi dolu, öylesine sakin, öylesine doğal paylaşıyor ki, o şen şakrak anlatımı, komik örneklendirmeleri verdiği bilginin ağırlığını hissettirmese bile içine işleyiveriyor.

Yıldızların efendisi de t-la-bar'dan...Evrene inanıyorlar, sevgiye inanıyorlar, nefese inanıyorlar, şuanın gücüne, bilginin gücüne ve egolardan arındırılmış benliğin gücüne inanıyorlar. Her dinden ve her ögretiden dem vurup, en çok tasavvufta takılıyorlar, tıpkı benim gibi.

Sonuç hep aynı olacak, aradaki yolu eğlenceli ve huzurlu geçirmek senin elinde ama geçmezse de fazla dert etme, sonucu zaten değiştime gücün yok diyenlerdenler. Bugünün mimarının geçmiş değil, gelecek olduğuna inanlardan; elinde tuttuğun fincanın gelecekte yeri yoksa bugün kıralacak olduğunu bilenlerdenler, onun için bugün yapman gerekenleri geçmişteki benzer durumlarda aldığın sonuca göre yapıp yapmamaya karar verme, anı yaşa diyenlerdenler.

Ermiş falan değiller, senin benim gibi, acılardan geçen, hala acı çeken ama hep kendi ayakları üzerinde , arkalarına evreni alarak yaşama meydan okuyan normal kadınlar bunlar; sadece çok fazla bilgi ile yoğrulmuş, buna çok zaman harcamışlar. Şahaneler yani...

Yıldızların efendisinden mutlu ama açlıktan başım döner, dizlerim titrer bir halde çıkıp da bir sokak köftecisinde acayip lezzetli köfteler yedikten sonra, yanımda crown, nihayet anotherstar ile buluştum. Hiç gelmeyen yarının, ertelemelerin ve gecikmiş yılbaşı buluşmasının şerefine her ikisine de şahane bir hamam ve masaj ziyafeti çektikten sonra, üzerimizde bornozlarımız, her daim renk değiştiren meditasyon odasında bizden başka kimse olmadığından kakara kikiri birkaç saat iyi geldi.

Anotherstar'cım da düşünmüş bana çok güzel hediyeler getirmiş; asıl hediyeye bayıldım tabii ama içine yazdığı güzel mesajlı HAMLET kitabına çok sevindim. Hep çok dikkatli ve hiçbir şeyi unutmayan cadı, yeniden okumak istediğimi de unutmamış, getirivermiş.

Canımsın ! Kozasında ki en şahsına münhasır, en suratsız ama en şahane tırtıllardan birisin.

6 yorum:

  1. ya lutfen sevdigimiz insanlari boyle tanitmayalim baskalarina. cok ayip, suratsiz filan. ulan neyim suratsiz? bulasilmasin yeter :))) ayrica gayet de nazik dusunceli ozenli bir insanim ben-ama evet bulasilmasin.
    operim-ama yapismayalim lutfen!

    YanıtlaSil
  2. hahahahaha evet ben bazen bunları başkalarının da okuduğunu unutuyorum aslında...şu da bir gerçek ki kimse seni şurada ki iki satırla tanıyamaz o ayrı... :)

    YanıtlaSil
  3. o telefon yine kapali! birazdan cikip eve gidecegim ve arayacagimmm ac o telefonu veya sen ara :)

    YanıtlaSil
  4. Süper bir günmüş, yıldızların efendisi'ni pek anlayamadım, bildiğimiz medyum gibi mi? ya da belki de ben anlayamadım

    YanıtlaSil
  5. yok Berrak'cim medyum falan değil, falcılar ve medyumlardan uzağım..yıldızların efendisi sibel'e taktığım bir isim, burada olaylar ve kişiler gerçek, bir web sayfası eşliğinde koymuyorsam, isimler toptan yalannnn:)

    sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Ben de heyecan fırtınası yaşadım boşunaymış :)

    YanıtlaSil