Dinlendim hakikaten, bol bol uyuyup, bol bol tembellik yaptım. Bugünse pazar günü, hele hele yağmurlu bir pazarda yapılacak en güzel şeyi yapıp, amour ile Ferzan Özpetek'in son filmi MINE VAGANTI'yi seyretmeye gittim.
Yine şahane, yine sevdiğim Ferzan Özpetek filmlerinden biri. Bu sefer kendi aile yaşantısından tiplere yer vermiş gibi, tüm o başka dilde konuşan, bambaşka bir dünyayı yaşayan insanlar çok tanıdık, çok bizden gibi geldi bana. Büyükanne, hala, baba hepsi sanki uzaklardan buraya taşınmış gibiydi. Garip bir şekilde Serra Yılmaz yoktu bu sefer ama yine Sezen Aksu ile bitirmişti. Sahneler, mekanlar ve müzikler herzamanki tatta ve çıktığın andan itibaren dile dolanır güzellikteydiler. 10 gün önce gösterime girmesine rağmen salonun tıklım tıklım dolu olması ise başka bir keyif verdi nedense. Güzel oldu çok.
Sinema sonrası, cate'yi de alıp La Vedetta'da, onun 16 yaşında olmasına rağmen benim ile aynı hikayelerini dinleyerek ve akıl vererek geçti. Ne güzel konuşuyorum başkalarına, ne güzel akıllar veriyorum. O akılların yarısını kendim kullansam hayat ne kadar kolay olacak ama bol keseden atmak kolay, gel sen o lafları kalbine dinlet kolaysa...Dinlet dinletebiliyorsan belki o zaman bir göründü bir kayboldu, tekrar göründü, bekledi diye kendi kendine anlamlar çıkarmaz, hayatından olduğu gibi çıkarırsın. :)
Sabah saat 05:00 de yollara düşeceğim yeniden, iki saat Milano, oradanda eve, bahara gidiyorum. Hava bozmasa bari...
Sen yazdıktan sonra ben de merak edip araştırdım. Türkiye'ye bu cuma geliyor film. Serseri Mayınlar adı ile (bilmiyorum İtalyanca tercümesi ile uyuyor mu ama).
YanıtlaSilMuhtemelen de gidemeyeceğim, yine de gitmeye çalışabilirim şartlarım elverirse.