13 Kasım 2009 Cuma

RUZGAR NEREDEN ESERSE



Tehlikeli sularda gezinmeye basladim yeniden.Kapatıp motorları, yelkenleri açtım ve bir kere daha tehlikeli sulara bıraktım kendimi.
Çok tehlikeli sular bunlar, daha önce de yaptım biliyorum ama  denizci isen gönülden benim gibi, güzel olanda budur aslinda; rüzgar nereden eser, seni nereye çekerse...
Teslim olarak, rüzgara göre yönümü ayarlayarak denizle, dalgalarla dans ederek ilerlemeye karar verdim.
Madem kaldım denizin ortasında tek başıma ve bu yolu yapmak zorundayım bari içimden geldiği gibi, ileride hiçbir keşkeye yer bırakmadan, kapatıp beyin ütüleyen motorları, sadece rüzgar ve dalga sesi ile yolculuk edeyim, keyfini çıkarayım..

Neden diye soruyorum ve sorguluyorum ya surekli;
once t-la-bar  ya dunde yada yarinda yasadigima dikkati cekti. Tum konusmalarim "cunku......., daha onceden de......., bir keresinde....." veya "cunku biliyorum ki....., yine kesin........., eminim ki........" lerle dolu. Gecmiste yasanmislarin gelecekte yasanacaklara referans olmasi ve onlari mutlak gercek gibi kabullenme durumu. Egonun suslu oyunu; ani yasamamak, icinden geleni, birakma ihtimalin olan imaj yuzunden, yapmamak.
Sonra, araya yillar girmis olsa da cocuklugumdan beri beni taniyan cok sevgili, catlak, dusundugunu oldugu gibi ifade eden simonpour "gercekte hissettiklerimi disardan hic belli etmedigimi, ne olursa olsun ben gucluyum, gecmis olsun bitti gitti, umrumda da degil gibi bir pervasizligin pesi sira, aylar sonra yeniden ondan bahsederken ki nemli veya piril piril isildayan gozleri gordugu her seferde sasirdigini" soyledi. 
Ozellikle son yillarda buna cok benzer yorumlar aliyor olmama ragmen, herseyini cok acik yasadigina inanan ben icin hala sasirtici bir durum tabii. Baskasina bok atarken "duvar olacak mi duvar" diye, kendimi korumak adina duvarlar ormeye basladim galiba, isin kotu tarafi ise ben bunun farkinda degilim. Bu kadar guclu gorunmem gerektigini nereden ogrendim bilmiyorum ama farkindaligi cok onemseyen biri olarak boyle birseyi istem disi yapiyor olmak cok guzel birsey degil benim icin, onu biliyorum.

Ve son olarak bu sabah Mattarollo bana öyle birşey söyledi ki "ahh şoktayım" dedim kendisine; öylesine iyi niyetli ve içten birkaç cümle sarfetti ki zaten teslim olmaya niyetli ama "blablabla" ları hiç bitmeyen beni itekledi. Dun geceki uzun yemek sohbetimiz uzerine, profesyonel hayatimin ilk yillarindan beri tanidigim, neredeyse bir imparatorluk yavrusunu gercek anlamda tek basina yoneten bu hiperaktif adam, uyumamis kafasini benim ile mesgul etmis. Cikarim ise inanilmaz...

Nokta konulmadi hala. Yasanilacak birseyler daha var hala. Donup dolasip simdiye kadar hep ayni noktaya donuyor, labirent icerisinde kayboluyor olmamin sebebi yavas yavas gun isigina cikiyor sanirim.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder