3 Kasım 2009 Salı

Portofino degil...RAPALLO


Iste yine burdayim...
Kis gelmis, sehircik bosalmis, issizlasmis, gercek sahiplerine terkedilmis. Sokakta hep tanidik yuzler, kucuk dunyalarinda, doganin onlara hediye ettigi yumusak iklimin aksine dis dunyaya ve kendinden olmayana olabildigince kapali bir sekilde kendi kucuk dertlerinin pesinde kosturuyorlar.
Iste yine burada, kucucuk olmasina ragmen italya'da yasayabilecegim, obur hayatin en yakinlarini buldugum dedigim, dag ile denizin bulustugu yerdeyim...
Hani herkesin yerini bilmese bile askin bulundugu yer olarak bildigi Portofino var ya, tam onun yanindayim...Ben aski Portofino'da bulmadim.
Iste ben aski buldugum yerdeyim...


Aksam uzeri sisli, yagmurlu ve gri Milano'ya indigimden, buraya kadar yaptigim 2 saatlik araba yolculugu boyunca icimde inanilmaz bir heyecan vardi once, oyle ki icim titriyordu. Daglar ve ormanlar arasindan kivrila kivrila indigimiz yol boyunca hep guzel seyler gecirmeye calissamda aklimdan, zaman ilerledikce ve her iki dakikada bir, hemen actigim italyan cep telefonumu kontrol etme manyakligi ile icime dusen karamsarliklar beni ele gecirdi. Her kotu dusuncede, tam tersini dusunerek uzaklastirmaya calissam da hosuma gitmeyenleri, yolun sonuna geldigimde yine bogazim dugumlendi, yine hayallerim yikildi, yine goz pinarlarima toplanan gozyaslarini icime dogru akitmak icin zorladim kendimi bana eslik eden Mauro'ya birsey caktirmamak icin...


Olmadi iste, yine kapiyi calip, kacti muzur cocuk. Bir kere daha korkaklik yapti, yine egosuna yenik dustu, yine hayal kirikligina ugratti beni.


ARAMADI, aramadim ve aramayacagim. Biliyorum ki bunu bekliyor ama artik yapamacagim, gucum yok, gercekten yok....




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder