1 Ekim 2009 Perşembe

Session - 4 -


Çok fazla istediğin bir şeyin, uzun ve yüksek merdivenli bir gökdelenin tepesinde olduğunu düşün.
Bir an evvel amaca ulaşmanın verdiği heyecan ile çıkmaya başlarsın merdivenleri, o kadar heyecanlı ve güçlüsündür ki o an hızlı hızlı,hatta ikişer üçer atlayarak çıkarsın...
Sonunda o çok istediğin şey var ya hiç düşünmezsin bile.
Ama uzundur o yol, merdiven boşluğu ise karanlık ...
Çıkarsın,çıkarsın,çıkarsın sonra yavaş yavaş bacaklarındaki ağrıyı,etrafındaki karanlığı farkedersin ve öyle bir an gelir ki birden nefesin kesilir, bir adım daha gidecek gücün kalmaz,kafanı yukarı kaldırıp bir ışık arar,bulamaz ve hatta en başından niye bu yola çıktığını hatırlamaz olursun.
Heyacan biter, yol anlamsızlaşır ,sorgulamalar başlar...Ve geri dönmek istersin,çünkü aşağıya inmek yukarıya çıkmaktan daha kolaydır...
İşte o an ,yapman gereken tek şey bu yola en baştan hangi "amaç" için çıkmaya karar verdiğini hatırlamak olmalı.
Amacını hatırlamak ve Tanrı'ya sana güç vermesi için dua etmek! 
Sen dua ettikçe ve inandıkça,Tanrı, geçmiş yaşantındaki ruhların ve ataların hepsi yanında sana destek olacak...Bacaklarına yeniden güç, etrafına aydınlık gelecek ve yukarı kaldırdığında kafanı yolun sonunda ki ışığı göreceksin! Ona ulaşmak ise en büyük hediye olacak..

"EGO" dan kurtulmak da işte böyle uzun ve meşakatli bir iştir. Öyle bugünden yarına, yıllarca sana yoldaşlık etmiş,yaşam tarzına,ilişkilerine,tepkilerine sinmiş Ego'dan kurtulamazsın...Ama ağır ,emin ve azimli bir şekilde çıkmaya başlarsan merdiveni belki biraz uzun sürer ama kendini paralamadan ve amaçtan sapmadan,daha rahat,daha huzurlu,daha mutlu bir hayata merhaba diyebilirsin!

Hamburg,19.09.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder