4 Ekim 2009 Pazar

Mikrop

Buralardan binlerce kilometre uzaklarda, "küçücük" bir virüs bir kalp kapakçığına yapışıveriyor.
Adı üzerinde işte, mikrop,lanet bir şey, öyle bir tutunuveriyor ki o kalbe,buralara kadar geliyor. Hem de kendisi küçücük olmasına rağmen peşine taktığı "kocamanlar" ile birlikte.

Kocaman bir kaybetme korkusu...Yoğun bakım ünitesi, kalp krizi riski , herşey iyi gitse bile bir maraza bırakma olasılığı ,külliyen kocaman bir korku.
Korku herkesin içine düşüyor tabii ama en çok da hayatta biricik oğlundan başka hiçkimsesi olmayan annenin yüreğine elbet. Ama seveni çok oğlunun. Telefonlar susmayıp, hiç yalnız kalmasa da kocaman korkularla, karanlık ve iç karartıcı geceyi geçiriyor. Herhalde bir çoğumuz da benzer duygularla uykuya dalıyoruz. Bu şeytan tüylü,en çok güldüren ama bazen de en çok kızdıran çocuğa bir şey olma ihtimali gece boyunca içimizi sıkıyor.

Neyse ki sabahın ilk saatlerinde gelen güzel haber,herkese bir oh çektiriyor.Yoğun bakım ünitesinden çıkışında hastahaneye koşuşturuluyor ve o, her zaman ki hali ile karşıma çıkıyor, bir kere daha ohh dedirtiyor.

Beni ben yapan bazı prensiplerimle çelişiyormuş gibi görünse de , hayatta ne zaman ne olacağı gerçekten belli değil; onun için çok kızmamak, çok takmamak lazım hiçbirşeye ve kimseye !

... "Yaradılanı severiz , yaradandan ötürü "  ... 

Herkesi olduğu gibi kabul edip yargılamamak, olayları kişiselleştirip kızmamak..Yemin ederim yakında ericem biliyorum...ve oralardan burası nasıl gözüküyor acaba merakımı gidereceğim :)

Sakin ama huzurlu bir pazar günüydü !



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder