4 Kasım 2009 Çarşamba

Eve Donus


Iste yeniden buradayim....
hahahaha birden bundan onceki yaziyi dusununce komik geldi, boyle baslamak.
Ama dogru iste, yine burada, daglarin, ormanlarin, olmadik yerlere kurulan pastel renkli koylerin arasindan kivrila kivrila giden, eve donus yolundayim…
Kac yuz kere yaptim bilmem bu yolu, her seferinde sanki ilk defa goruyormusum gibi etrafa bakmaktan alamam kendimi..ve cok acayip bir seydir bu, eger mutlu bir ruhu halinde yapiyorsan bu yollari, tum o daglar, renkler sana oyle bir umut verirki, Tanri'yi ve onun orada oldugunu bildigin icin, yapamayacagin sey yok gibi hissedersin, ama gel gor ki biraz canin sikkin ise iste o zaman yandin, hersey biraz daha acikli, biraz daha agir gelir sana, canini sikani, o koca koca asilmazmis gibi gorunen daglara benzetip, ben buradan nasil cikarim diye biraz daha kuculursun…
Kim bilir kac yuz kere yaptim bu yolu, neredeyse kafamda uc asagi bes yukari ayni dusuncelerle…Kirmizi ve sarinin agir bastigi bu mevsimde , biraz daha az belirgin olsalar da, o daglarin tepesine kurulan kucuk koylere, evlere bakarak kac kere dusundum oradakilerin yasantilarini, benden, bizden daha mi mutlular, daha mi az dertleri var diye…Oysa hic de oyle degil, daha dogal ve daha saglikli yasadiklari kesin ama daha az dertleri yok, onlarin derdi benim derdimden daha hafif degil. Disardan oyle gozukmese de, baskasinin derdine bakip da ‘ne seninki de dert mi” demenin ne sacma oldugunu gec de olsa ogrendim; derdin ne oldugu degil yasayana ne kadar bir agirlik verdigi dogru kistas…
Tanri "herkesin omuzuna tasiyabilecegi kadar dert yuklermis"; bu Kur-an dan bir ayet ve galiba o masalimsi kitabin icindeki en cok sevdigim ayet. En kotu aninda bile, eger bunun altinda kalkamayacak olsaydim bu bana reva gorulmezdi, demek ki bir cikis yolu var, demek ki ben bunun ustesinden gelebilirim gucunu veren cok buyuk umut var bu ayette…
Kim bilir kac yuz kere yaptim bu yolu, sadece onu dusunerek. Kac kere umut ve heyecan dolu geldim iki gun onceki gibi ve kac kere buruk, mutsuz ayrildim tipki bugun gibi…yine nedenler donuyor kafamda. Bu seferkiler biraz daha farkli ama; neden aramadi, madem birsey yapmak istemiyor neden sanki gorusmek , yeni evini gostererek benimle birseyler paylasmak istiyormus gibi yapiyor, neden hala benimle ugrasiyor, neden bende "o da noktayi koymadi" hissini yasatmaya calisiyor , degil.
Coooooook dusundum ben bunlarin uzerinde, en komplike ve olabilecek en basit sekilde ama bir turlu cevap bulamadim. Doluya koydum olmadi, bosa koydum dolmadi. Danistim bir suru kisiye, igh ihh yine olmadi. Onun icin su anda derdim onun nedenleri degil. Ben neden bunlari yasiyorum, ayni hatayi ikinci kez bilerek asla yapmamayi calisan ben neden tekrar tekrar kendimi ayni noktada buluyorum. Benim bu adamdan ogrenmem gereken gercek sey ne?
Cok seviyorum, cok ozluyorum, onunla olmayi cok istiyorum tamam ama her seferinde ayni noktaya gelinir mi?
Milano’ya girdik, hersey birden degisti…Masmavi, acik gokyuzu iste yine grilesti. Geldigim gibi gidiyorum, griydi hersey geldigimde oyle geri donuyorum....buarada gri sevmedigim bir renktir benim, siyahi da sevmem, griyi de…mumkunse beyaz olsun, mumkunse renkli olsun hersey…Eve gidince de bunu dusunmeliyim, simdi bu ruh halini tasimamaliyim eve, hemen beni oyalacak birseyler bulmaliyim…

2 yorum:

  1. Griyi, siyahi ben de beyaz ya da rengarenklik kadar sevmem hic...Bu adamdan ogrenmem gereken sey ne sorgusu basladiysa eger, cevabi da yakindir bence. Zamana verip sirtini, gozlerini kapamadan tabii, kendine azcik da rahat mi vermeli acep? :)

    YanıtlaSil
  2. devamli su omuzumu durten el olmasa bende birakacagim kendimi biraz rahat ama, olmuyor iste...
    O kadar guzel anlatmissiniz ki, ikiniz de ayri ayri, canim Amsterdam'a gitmek istedi, bakalim kimler gelir dedim " ben gelirdim seninle " cevabini isik hizi ile geldi...buyrun burdan yakin...:)

    YanıtlaSil